Neşeli Sözlük Nedir?

Neşeli Sözlük; Ebeveyn ve Çocuklar İçin Güvenli Bilgi Kaynağı'dır.

Soru Görüş ve Önerileriniz için
Yılkı Atı | D&R - Kültür, Sanat ve Eğlence Dünyası

Yazar:Abbas Sayar

Yılkı Atı 1970’de yayınlanmıştır.

Yılkı Atı ,yazarın ilk romanıdır.

Yılkı Atı 1970 yılında TRT sanat ödülleri yarışmasında Başarı Ödülü almıştır.Konusu ve kahramanları ile yönünden farklıdır.Çünkü eserde baş Kahramanlar insan değil adlardır insanla tabiatın atların ilişkisi işlenmiştir .

ÖZET

Üssüğünoğlu İbrahim çift sürmektedir. Kış gelmek üzere …Bu coğrafyada kış sertleşen rüzgarlardan ve yapraklarını döken kavaklardan belli olur.

İbrahim’in bu yıl kaldırdığı mahsul, yeygi ile tohuma ya yeter ya yetmez.Samana gelince, hayvanları Bahar’a çıkaracağı şüpheli. Saman deyince İbrahim Doru kısrağı hatırladı. Öküzleri önüne katıp köy yoluna düşünce hayal kurmaya başladı: “Bir harman dolusu buğdayı olacak ! herkese verecek.

– Ulan bak, Üssüğünoğlu’nun araba kervanı çıkmış yola, diyecekler. Atları olacak ,bir konağı olacak. Herkesi ağırlayacak İbrahim,kimin tarlasını satın alırsa hakkından fazlasını verecek. İbrahim, öküzlerini suladı ve eve geldi. Büyük oğlu Mustafa’ya sığırı karşılamasını,doğrukısrağı dağlara sürmesini söyledi. Dorukısrak bu sene yılkıya salınacaktı.

Mustafa ile küçük kardeşi Hasan, doruyu sığırdan ayırdılar. Mustafa ata atladı, Dağ doğru sürdü .Bir müddet sonra inerek kardeşiyle birlikte taş atıp kovaladılar. Sonra köye döndüler. Dorukısrak bir süre gittikten sonra, durup beklemeye başladı. Akşam olmuş karanlık çökmüştü .Doğru köye yöneldi. Ahıra gelince kapıyı zorladı,açılmıyordu bir sundurma altına sığındı. İbrahim’in evinde dirliksiz, düzensiz. bir akşam başlamış .İmam, bu gece yatsı namazını camide tek başına kılıp evine dönmüştü. Sokaklarda bir dorukısrak kalmıştı, bir de köpekler.

Ertesi gün aynı şeyler bir daha yaşandı. İkinci gün de öyle….

Doru gündüzleri sürüye karışıyor ,tayını bulup onu seviyor, okşuyor, akşam olup gün kavuşunca ,İbrahim’in oğulları tarafından taşlanıyordu. Böylece köyün dışına çıkıyor, bir müddet bekliyor sonra tekrar köye dönüyordu. Üçüncü gün İbrahim Dorukısrağı fena halde dövdü İbrahim inat etmişti ,bu kış dorukısrağı istemiyordu .Yarışlar kazandığı kendisine para ve itibar kazandırdığı, son olarak da bir tay verdiği günleri hatırlasa bile…

Bir gün sonra sürünün çobanı Tombak emmi, İbrahim’in talimatı üzerine atı bir köylüye verdi .”Bin buna da götür,uzak bir yere bırak”dedi. Kaşifinoğlu,yularsız eyersiz ata bindi,uzaklara götürüp bıraktı,tepelere doğru sürdü,kovaladı.

Dorukısrak o geceyi köyünden ve tayından uzakta,açıkta geçirecekti.Ama o yine köyüne döndü.Köyü üç defa dolaştı,ahırına gitti.Kapısı kilitliydi.Bir kaç çifte attı.Komşular “İbrahim’in atı” olduğunu anladılar.İçleri acıdı İbrahim’e kızdılar.

Doru, köyde son bir defa daha döndü,sonra geldiği yöne doğru giderek,köyden uzaklaştı.Günler geçiyor doru karnını doyuracak ot bile bulamıyordu,yapayalnızdı.

Daha sonra bir kişneme sesi duydu,bu sesler kendisi gibi yılkıya salınmış bir atla karşılaştı.Adı Çilkırla idi.Birlikte güneye doğru gittiler.Ovada yedi sekiz at daha vardı.Atların Reisi Demirkır idi.Demirkır gece olunca atları ovaya ,rüzgar almayan bir yere götürdü.

Zaman geçiyor hava gittikçe soğuyordu.Her yer karla kaplandığı bir zamanda atlar kurtların saldırısına uğradılar.Ama demirkır iyi bir savaşçı olduğundan kurtları geri püskürttü.

Bu arada İbrahim çok öfkeli bir adam olmuştu.Herşeye kızar olmuştu,aklı fikri Dorukısrak da olan İbrahim hakkında köylüler yaptıklarından dolayı kendisine çok kızıyorlardı.

Atlar Demirkır’ın arkasından dolaşıp duruyor,bir tutam ot arıyorlardı.Kar çoğalmaya ,hava daha çok soğumaya da başlamıştı.Uzaktan kurt ulumalaru duyulurken Dorukısrağın üzerine yorgunluk çökmüştü.Gözleri kapanıyordu.sürüden ayrılarak tanımadığı bir köye geldi.

Bir otluğun altına sığındı .Otun sahibi Hıdır emmi geleneğe göre at ahırına çekti, besledi, iyileştirdi .

Bu arada kurtlar sürüye saldırmış sürüden ayrı düşen Çilkır’ın işini bitirmişlerdi.

Dorukısrak , o günden sonra iyileşmeye başladı. Hıdır emmi saman kaynatıyor, arpa karıştırıp dorukısrağa yediriyordu. Üzerini kilimle, Çullu örtüyordu.Bir ata ancak bu kadar ihtimam gösterilebilirdi .

Dorukısrak iyice sağlığına kavuşunca gözünü kapıya diktin tanımadığı bu köyden gitmek istiyordu. Onu törenle köyden selametlediler.

Dorukısrak ovaya inerinmez arkadaşlarını buldu. Aygırlar koklaştılar, gözleri Çilkır’ı aradı. Şubat çabuk geçmiş, Mart gelmişti. Atların yüzü güldü. Bu arada Yılkı tüccarları da ovada ovaya indiler iki atı yakalayıp götürdüler. İbrahim aylardır dorukısrağı düşünüyordu.

Mustafa’ya hazırlanmasını söyledi ,ovaya inip kısrağı geri getirmelerini istedi.

Dorukısrağı kolayca buldular. İbrahim taydan indi üzerindeki eyeri aldı.Doru’nun yanına gönderdi. Düşüncesine göre tay anasının yanına varacak ,onu ürkütmeden alıp geriye İbrahim’e getirecekti. Ana kız bir müddet koklaştılar.

Mustafa yu arla yaklaştı, tam dorunun başına geçirecekti ki kısrak şahlandı, yazıya doğru koşmaya başladı. Tayı da arkasından. İbrahim günlerce köy köy dolaştı atı aradı. Yaz kış demeden aradı. Ne kısraktan bir eser vardı ,ne de tayından.

Tay ve anası kayıpla karışık gittiler….

Paylaş: