Yalı; Deniz ve su kıyısında bulunan konut türüne verilen ad.
İlk çağlardan beri insanlar, barınmak ve balıkçılık yapmak için deniz ve su kıyılarında sazlardan ve tahtadan evler yaptılar. Yalılar, giderek gelişen uygarlığa koşut olarak biçimlenen mimarlık anlayışına uygun bir inşaat tarzı ve estetik kazandı.
II. Mehmet’in(Fatih )İstanbul’u almasından sonra Boğaziçi’nin görünümü tümüyle değişti.Üsküdar,Emirgan,Beykoz,İstinye,Sarıyer’de özellikle XVIII.yy’dan sonra çok sayıda estetik değeri çok yüksek yalılar inşa edildi.
Günümüzde doğal ve mimari dokuya uyumları ile dikkat çeken Boğaziçi yalıları, gerek tarihsel ve estetik değerleri, gerekse işlevsel yönleri ile geçmişten günümüze ulaşan mimarlık eserlerinin en önemli örnekleri arasında sayılmaktadır.
Zaman içinde bazı yalılar tahrip olmuş kimisi de yangınlarda yok olmuş olan Boğaziçi yalılarının kalan örnekleri ise koruma altına alınarak tarihsel duruşu ve estetik görünümleriyle görenleri kendilerine hayran bırakma devam ediyor.
İstanbul Boğazı’nın mimarisiyle en dikkat çeken yalılarından, şato görünümlü Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı . Sultan II. Abdülhamit dönemi nazırlarından Müşir Zeki Paşa için yapılan yalının ,23 odalı ve 8 banyolu 130 yıllık yalı dünyanın en pahalı 10 evinden biri olarak kabul ediliyor. Zeki Paşa’nın kızı Sabiha Sultan ile evlenen damadı Ali Kemal de bir müddet bu ihtişamlı yalıda yaşamış. Yalıda bir dönem, İngiltere’de Muhafazakar Parti liderliğine seçilerek yeni İngiltere başbakanı olan Boris Johnson’ın dedesinin de kaldığı bilinmektedir.
