Neşeli Sözlük Nedir?

Neşeli Sözlük; Ebeveyn ve Çocuklar İçin Güvenli Bilgi Kaynağı'dır.

Soru Görüş ve Önerileriniz için

Tanzimat Fermanı:Tanzimat Fermanı, Türk tarihinde Batılılaşmanın ilk somut adımıdır. 3 Kasım 1839’da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından okunmuştur. Gülhane Parkı’nda okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Şerifi, Gülhane Hatt-ı Hümâyûnu veya Tanzimât-ı Hayriye olarak da anılır.

Tanzimat Fermanı'nın amacı neydi? - Timeturk Haber

3 Kasım 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile timar sistemi kaldırıldı. Bu ferman ile birlikte 1847’de çıkarılan bir kanunla da kız çocuklarının da mirastan pay almaları kabul edildi. Böylece çift-hane sisteminine esası olan “çiftliğin bölünmezliği” ortadan kalktı. 1880 tarihli bir diğer fermanla da Hazine, devlet topraklarını özel çiftlik olarak satmaya başladı.

Cemal Paşa ve bir Alman heyeti. / Osmanlı Paşaları Fotoğraf-Bilgi grubundan  alınmıştır. | Askeri tarih, Nostalgia, Askeri
Cemal Paşa ve bir Alman heyeti.

Bu dönem dış borçların arttığı, devletin yabancı ellere muhtaç olduğu dönemdir. Bu nedenle de alacaklı büyük devletlerin taleplerine uyularak 18 Haziran 1867 tarihli “Tebaa-i Ecnebi yenin Emlake Mutasarrıf Olmaları Hakkındaki Kanun” la yabancıların da mülk ve toprağı tasarruf edebilecekleri açıklandı.

1869’da yayımlanan arazi kanunnamesi ile de yabancıların taşınmaz mal edinmeleri yolu açıldı. Yeni düzenleme ile yerli ve yabancıların ellerinde geniş araziler toplandı. Ancak çıkarılan bu kanunlar, bir yandan derebeyliği perçinlerken, öte yandan tarım birimlerini parçalayarak üretimin düşmesine yol açtı.

çooookk eski siyah beyaz Osmanlı-Türkiye resimleri...

Halkın sadece yüzde 5’lik kesimini oluşturan derebeyi ve ağalar bu ortamda toprağın yüzde 65’ini ele geçirmişlerdir. Köylü ırgatlaşırken, derebeyleri ve toprak ağaları daha da güçlenmiştir.

Bir İngiliz Genç Kızın Gözünden Osmanlı Hayatı - Kelâmbaz

Bunun yanında denizaşırı ülkelerden düşük maliyetli buğday Avrupa’ya akmaya başlayınca, Fransa ve Almanya gibi ülkeler çiftçilerini korumak için gümrük duvarlarını iyice yükseltiler. Ancak kapitülasyon rejimi altındaki Osmanlı İmparatorluğu, çiftçisini koruma hakkına sahip olmadığı için bir tarım ülkesi olan Türkiye, buğday ve un ithal eden bir ülke haline geldi.

Osmanlı döneminde 'İstanbul' - Fotoğraf 48

Büyük şehirler, buğday ihtiyacını dışarıdan karşılarken, kötü ürün yıllarında Anadolu köylüsü açlıktan kırıldı. Ankara’dan gelen ve 9 Mayıs 1874’de Basiret gazetesinde yayımlanan bir telgrafta,“Burada günde bin beş yüz iki bin nüfus dökülüp gidiyor. Açlıktan nisyan ve sübyanın feryatları tahammül edilmez vaziyettedir..”denilmektedir.12 Mayıs tarihli bir mektupta ise, “24 saatte bir defa arpa unundan bulamaç içildiği, öküz ve sair hayvanın cümlesinin telef olduğu, çoluk çocukların ekmek diye feryatlarına tahammül olunamadığı”anlatılmaktadır.

Osmanlı'nın en zor yüzyılı... | Boğaziçi Üniversitesi Haberler

Kırşehir’den gönderilen ve 15 Mayıs’ta yayımlanan bir mektupta da aynı kıtlıktan söz edilmektedir. 24 Mayıs’ta gelen bir haberde ise köylünün, “ölmüş hayvanat laşesi, ağaç kabuğu ve ayrık tabir edilen ot kökü yediği”anlatılmaktadır.

Hivda Çay – Medium

Kapitülasyon rejimi altındaki ülke 1878-1913 arasında her yıl ortalama 75 bin ton un, 65 bin ton pirinç ve 10 bin ton buğday ithal etmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle de bir tarım ülkesi olan Osmanlı İmparatorluğu her yıl dışarıya 12 milyon altın Osmanlı lirası ödemiştir.

Kaynakça:

Türkiye’de Geri Kalmışlığın Tarihi(İsmail Cem)

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı

Paylaş: