Neşeli Sözlük Nedir?

Neşeli Sözlük; Ebeveyn ve Çocuklar İçin Güvenli Bilgi Kaynağı'dır.

Soru Görüş ve Önerileriniz için
Dünya Romanlarının Özetleri: Osmancık - Roman - Tarık Buğra - İncinur  Akifoğlu Özeti

Roman Hakkında:Osmancık, 1973 yılında Tarık Buğra’nın tarafından yazılmış bir eseridir. Osmanlı’nın  kuruluş dönemini anlatan eser  Osman Bey’in yaşadıklarını,gördüklerini anlatmaktadır.

Eser TRT ve Tarık Buğra  tarafından “Kuruluş” adıyla senaryolaştırılmış ve 12 bölüm halinde TV dizisi olarak çekilmiştir. Yücel Çakmaklı’nın yönetmenliğinde çekilen dizide Osmancık rolü Cihan Ünal tarafından oynanmış, diğer rollerde ise Türk sinema ve tiyatrosunun unutulmaz isimleri yer almıştır.  2000 yılında TRT tarafından sinema filmi olarak yeniden düzenlenmiş ve sinemalarda da  vizyona girmiştir.

Roman Kahramanları:

  • Osman Bey: Osmanlı Devleti’nin kurucusudur.  Kendini, halkına adayan cesur ve zeki bir liderdir. Dindar, cömert, ahlaklı, dünya malına önem vermeyen bir beydir.
  • Ertuğrul Beğ: Osman Gazi babasıdır. Obasını Orta Asya’yan , Söğüt’ e hayatı savaş içinde geçmiş gözüpek,dindar ve adil bir liderdir.Osman Bey lider özelliklerini babasından almıştır.
  • Orhan Bey: Osman Gazi ve Malhatun’un büyük oğlu. Orhan Gazi,babası ve dedesi Şeyh Edebalı’nın manevi mirasçısı olan  Bursa fatihidir.
  • Malhun Hâtun: Şeyh Ede Balı’nın kızı, Osman Bey’ in eşidir.
  • Nilüfer:  Karacahisar Tekfuru’nun kızı Holofira’dır. Orhan Bey’in eşidir.  Aşkı ve İslamı seçerek Müslüman olmuş ve Murat Han’ı dünyaya getirmiştir.
  • Şeyh Edebali:   Osman Bey’in kayınpederi ve Osman Bey’in mürşidi ve yol göstericisi bir Şeyhtir.
  • Cankız :Osman Gazi’nin annesi
  • Dündar Beğ: Ertuğrul Bey’in kardeşi ve Osman Gazi’nin amcası
  • Mihail Köse: Aslen Rum olup sonradan Müslüman olup Abdullah adını almıştır.
Osmancık Özet - Tarık Buğra

 ROMANIN ÖZETİ: Osman Gazi, ölüm döşeğin;Allah’tan meyil(süre)istiyor.Çünkü Osmanlı orduları, Bursa’nın fethi için uğraşmaktadır.  Osman Bey Bursa’nın fetih haberi aldıktan sonra ölmek için Allah’a yalvarmaktadır.

Oğlu Orhan Bey’e:  “Oğul, ben öldüğüm vakit, beni Bursa’da şu gümüşlü kubbenin altına koy!” diye vasiyet etmiştir.Bu onun soy sop ülküsü yaptığı rüyasının gerçekleşmesi demektir.Ancak o zaman gülümseyerek “Hoş geldin,hoşnutluk getirdin”diyebilecektir ölüme.

Osman Gazi,hayatı boyunca yanındaki insanları,gördüklerini,dinlediklerini,deliliklerini,durulup ,arınışını,zirveye çıkışını,büyük ülküsünü nasıl adım adım gerçekleştirdiğini hatırlamaktadır.

Roman ;Osman Bey’in ölüm döşeğinde Bursa’nın fethini ve ölümünü beklerken yaşadıklarını ve hatırlarını  aktarmaya başlayacaktır.

Osmancık, Ertuğrul Gazin in en küçük oğlu olarak  diğer çocuklar gibi büyümüştür.  Ele avuca sığmayan;  “nerede çalgı, orada kalgı” yaramazlıklar yapan  haşarı bir çocuktur.  Kılıç, yay ve ok talimi yaparak büyümekte bu konularda akranları ile yarışmaktadır.Kılıçta ve yayda üstünleştikçe yan bakılmaya,meydan okumaya bile katlanamaz.  Gide gide öfkeli, sabırsız, hırslı, kendine oldukça güvenen bir çocuk haline gelmiştirGücünün kuvvetinin sahibi değildir;aksine gücü kuvveti onun sahibidir.

Çevredekiler de davranışları yüzünden  Osmancık’ın bey olmak için uygun olmadığını düşünmektedir.

Babası da başlarda kendinden sonra bey olması için Osman’ı düşünmüş  fakat O’nun devlet işleriyle ilgisi olmadığını görünce , ona öğütler vermiş ama  sonraları onu kendi haline bırakıp kendinden sonra diğer oğlu  Gündüz Bey’ e önem vermeğe başlamıştır.  

Osman, yoldaşları Konur Alp, Sungur, Gazi Rahman, Akça Koca ile birlikte ava çıkmayı komşu beyliklere eğlenceye gitmeyi  daha çok sevmektedir. Osmancık, üzerindeki baskının kalktığından dolayı rahatlamıştır artık daha mutludur.

Bir gün Şeyh Ede Balı ile Domaniç-Sivrikaya’ da karşılaşır.Gökte ay ve yıldızlar…Osmancık yıldızlara bakarak ” dünya ne kadar büyük!”der. Şeyh Ede Balı’de, o sırada Osmancık’ı izlemeye başlamıştır ve Şeyh Ede Balı ,Osman’a “Dünya’yı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul! Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor sonra da Dünya’yı çok büyük görüyoruz. Dünya bir ömür için, için büyüktür. Bir soyun bir amacı , inancı ve ülküsü için büyük değildir.” Der.

Osmancık’ın  hayata bakışı alt üst olmuştur.Bir yandan öfkesine yenilerek Ede Balı’ ya üzerine atını sürer.

Bunu duyan  Ertuğrul Gazi,çok üzülür ve Osman’a  “Ede Balı’ ya sakın karşı gelme; bana karşı gel, ona gelme. Ede Balı soyumuzun ışığıdır” diye tembih eder.  O günlerde Ede Balı ile yaptıkları konuşma ve babasının tembihleri sürekli kafasını meşgul etmeye başlamıştır.Osmancık, bir gün  ani bir karar ile  Ede Balı’nın tekkesine  Şeyh ile konuşmaya gider.

Ama Ede Balı görüşme zamanının henüz gelmediğini  ifade ederek Osmancıkl’a görüşmez.  Osmancık’ı şeyhin oğlu oğlu ile yardımcısı Dursun Fakı ağırlamış ve tekkeyi gezdirmiştir.

Osman’a ,Ertuğrul Gazi’nin konaklamaya geldiğinde kaldığı odaya onu buyur ederler.  Ertuğrul Gazi’de geldiğinde o odada kalmış, o gece sabaha kadar ayakta Kur’an okumuş, sabaha karşı uykuya dalmış ve rüyasında Kur’an-ı Kerim’in konuştuğunu görmüştür.

Osmancık,tekkedeyken Edebalı’nin kızı  Malhun Hâtun’u görmüş ve ona âşık olmuştur.Osman ise Şeyhin  tekkesine sık sık gidip gelmektedir.Osman ,töresince Ede balı’den kızı  Malhun’u istetmiş ama Şeyh Ede Balı halleri müsavi değil ,henüz zamanının gelmediğini davranışlarını değiştirmeden bunun mümkün olamayacağını söyleyerek kızını ona vermez.Bundan sonra Osmancık için değişim ve arayış dönemi başlar.

Yine tekkede misafir olduğu bir gün ,rüyasında Ede Balı’nın göğsünden çıkan bir ayın kendi göğsüne girdiğini, sonra bir çınar ağacı şeklinde dünyaya dal budak saldığını görmüş ve çok şaşırmıştır. Rüyasında gördüğü çınar  dört cihete  rahmet ve nur yağdırmıştır.Rüya tabirine göre bu ay Mal Hatun,çınar ağacı ise Osmancık’ın kuracağı devlettir.

Osmancık ,artık değişmektedir,kılıcını,yayını,topuzunu kendisi için değil,soyu sopu için kullanmaktadır.Bütün gelişmelerden sonra Şeyh Ede balı kızını Osmancık’a verir.Sade bir düğünle evlenirler.Osmancık,artık iyice yaşlanmış olan babası Ertuğrul Gazi’nin yerine bey seçilir.

Osman Bey,ilk iş olarak civardaki Türk boylarını birleştirir.Artık çevresi dar gelmeye başlar her gün yeni topraklar ,kaleler alınır.Yöredeki herkes (Rumlar dahil;Osman Bey’e tabi olan herkes) canından ve malından emindir.

Bu olanlar karşısında herkes memnun olsa da Osman Bey’in amcası Dündar Bey,Ertuğrul Bey’den sonra kendisinin bey olması gerektiğini düşünüp sorunlar çıkartıyor ,bozgunculuk yapıyordu.Bu günlerde Osman Bey’i önce anası Cankız ardından babası Ertuğrul Gazi vefat eder.

Hatta bir gün Dündar Bey’e:Elin öperim amuca,dizini öperim amuca.De ki davarın güderim,odununu kırayım amuca,amma ko ki beyliğime eller taş atsın ki beyliğimi korumam zor olmasınBen bunda akıl isterim,rey isterim,ışık isterim,yanılırsam doğruyu isterim.Ben bunda takaza istemem,dokunç istemem,kalkıç istemem demiştir.Ama Dündar Bey dinlemez bildiğini okur.Osman Bey,bir yay darbesiyle amcası Dündar Bey’i düşürür.

Osman Bey,bir gün İnönü Bey’i Mahmut Bey’in yemek davetine gider.  Yolda  bir zamanlar hayatını kurtarmış olduğu Mihail Kosses ile karşılaşır. Onunla konuşurken Al Zahid’in saldırısına uğramışlar ama yoldaşlarıyla onları püskürtmüştür.Mihail daha sonra müslüman olup Abdullah ismini almıştır.Daha sonraları Mihal;İnegöl,Yarhisar,Aydos,Bilecik,iznik kalelerinin fetih edilmesinde bulunur.

Zaman geçmiş küçük oğlu at binmeye başlamış,büyük oğlu Orhan Bey ,Yarhisar Tekfurunun kızı Holofira ile evlenir.Holofira kendi arzusu ile müslüman olur ve Nilüfer adını alır.Adını Nilüfer olmasını Osman Bey istemiştir çünkü Holofira çok güzeldir ve Osman Bey kendisinin bu çiçeği benzediğini düşünür.Orhan Bey ile Nilüfer Hatun’un Murad (Gelecekte Osmanlı Padişahı olacak)adında bir çocukları olur.

Selçuklu Sultanı bir fermanla Osman Bey’in hanlığını tabaasına duyurur.Artık Cuma namazlarında hutbe Osman Bey adına okunmaktadır.Şeyh Ede Balı rahmet-i rahman’a kavuşur.Osman Bey’in baba dostları ,yol arkadaşları birer birer vefat ederken eşi Mal Hatun’da vefat eder.Osman Gazi’de artık iyice yaşlanmıştır iki aydır hasta yatağında Bursa’nın fetih müjdesini beklemektedir.Derken müjdelerin hası ,nal sesleri…Sungur dışarı fırlıyor ve göz açıp kapayıncaya kadar geri geliyor,nefes nefesedir,gözün aydın Hanım Bursa bizimdir.Osman Gazi Han,babası Ertuğrul Gazi’ye,şeyhi ve kayınpederi Ede Balı’ya,kendinden önce giden dostlarına,yoldaşlarına ve Zümrüdü Ankası Malhatun’a mülaki olmak için gözlerini yumuyor.Mesut ve huzurlu…..Alemlerimizden sefer eyler Osman Gazi Han;bir garip yolcu gibi………

Paylaş: