Evliya Çelebi “Seyahatname” adlı kitabında ,İstanbul tımarhanelerinden kısa bir şekilde bahsetmektedir.
Evliya çelebi’ye göre İstanbul tımarhaneler’i;
Fatih Sultan Mehmed Tımarhanesi:
- 70 odası ,80 kubbesi,2002 hizmetçisi vardı.
- Hekimbaşı dersiamdandır.
- Gelip geçen yolculardan hasta olanları hastaneye götürerek ona hizmet ederler.
- Uygun ilaçla tedavi ederler.
- Sırma işlemeli ,ipek kumaştan yapılmış gecelikleri vardır.
- Hastalara her gün iki defa bol bol nefes nefis yemekler verilir.
- Vakıflar o kadar kuvvetlidir ki şartnamesinde mutfakta mutlaka” keklik ve Sülün kuşlarının eti bulunmazsa bülbül ,serçe ve güvercin pişirilip hastalara verile” yazılıdır.
- Hastalara, divanelere, hastalıklarını tedavi için çalgıcılar ve şarkıcılar tahsis edilmiştir.
- Hastanenin kadınlar ve Müslüman olmayanlar için ayrı bir bölümü vardır.
Süleyman Han Hastahanesi:
- Bu hastane öyle bir şifalı bir hastaneder ki Allah’ın emri ile buraya gelen hastalar üç günde iyi olurlar.
- Son derece usta kan alıcı hekim ve cerrahlar vardır.
- Bu hastaneye anlatmaktan insan acizdir.
Sultan Ahmet Han Hastanesi:
- Bu hastanenin vakıfları da kuvvetlidir.
- Hastaların çoğunu çoğunluğunu fakir ve deliler teşkil eder.
- Hastanenin bulunduğu yerinhavası güzel ve hizmetçiler güler yüzlü kimselerdir .
- Bu hastanede ,hastalara her zaman canı gönülden hizmet ederler.
- Hastanenin nâzırı olan Kızlar Ağası ,her zaman gelerek hastaların hatırını sorar.
Haseki Sultan tımarhanesi :Bu hastane,avrat pazarı yakınındadır. Bu da tarif edilemeyecek derecede güzel bir hastanedir.