.
Estonya feribotu 28 Eylül 1994’te Tallinn’den Stockholm’e geçerken Finlandiya açıklarında Baltık Denizi’nde battığında tarihin en acı 2.gemi kazası olarak kayıtlara geçti.Bu kaza, modern deniz tarihinin en büyük felaketlerinden sayılıyor.
Feribot, Estonya’dan İsveç’e gidiyordu.Gemideki yolcuların çoğu alabora olduktan içeride mahsur kaldı, içeriden kurtulmayı başaran 97 kişi kurtulma umuduyla kendini Baltık denizinin soğuk sularına bıraktı ve hepsi hayatını kaybetti. Su almaya başlamasından batmasına kadar geçen 1 saatlik süre zarfında, yolcuların yaklaşık yüzde 85’inin can yeleği dahi giymeden, feribotla birlikte batarak boğulmalarıylason buldu. Hayatta kalan sadece 137 kişi oldu.
Kurtulan yolcuların anlattıklarına göre feribotun, kıyıya yakın ve derinliğin az olduğu bir noktada akıntı nedeniyle kayaya çarpması ve su almaya başlar(saat 00.50), Bundan sonra kaptan ve gemi yönetimi yolculara sakinleştirici anonslar yapmaya başlarlar. Yolculara “sakin olmalarını, bu feribotun asla batmayacağını” söylerler.Enteresan şekilde buna inanan insanlar feribot yan yattığı halde kamaralarına girip, can yeleği bile giymeden bekleme başlarlar.
Saat 01.50’de tamamıyla batan ve yana yatan feribotta, çoğunun iyi düzeyde yüzme bildiği sonradan yapılan araştırmalarla ortaya çıkan yolcuların yüzde 85’i (852 kişi) boğularak hayatlarını kaybederler.
Bu batışı sadece izleyen, can yeleği giymek yerine Kaptan’ın anonslarıyla rahatlayarak, kamaralarında adeta ölümü bekleyen bu insanların davranışları, modern psikoloji kitaplarında inceleme konusu olmuş ve “Estonya Feribotu Sendromu” olarak adlandırılmıştır.
Felakette 17 ülkeden insan hayatını kaybetti. Ölen 852 kişinin 501’i İsveçli ve 285’i Estonyalıydı.
Estonya felaketi olarak adlandırılan kaza , Titanik’ten sonra bir Avrupa’da yaşanan en trajik ve en ölümcül ikinci gemi kazasıdır.
1997 yılında, olayla ilgili resmi bir rapor, fırtınalı havalarda geminin pruva kapılarındaki kilitlerin çalışmadığı ve büyük miktarda suyun fışkırdığı sonucuna vardı.
Estonya: Her Şeyi Değiştiren Bulgu adlı felaketle ilgili beş bölümlük Discovery Network belgeseliyle birlikte kaza yeniden gündeme getirildi.Ekibi enkazı keşfetmek için uzaktan kumandalı bir denizaltı kullanırken geminin gövdesindeki deliği keşfetti.
Kazadan 26 yıl sonra yeni su altı görüntülerine ulaşıldı , geminin gövdesinde önceden kaydedilmemiş dört metrelik (13 ft) bir delik olduğunu ortaya çıkardı.
Ancak hayatta kalanlar ve kurbanların yakınları uzun zamandır daha kapsamlı bir soruşturma çağrısı yapıyor ve trajediden bu yana çeşitli kanıtlanmamış teoriler ortaya atılıyor. “Bugün görüntülerle ortaya çıkan gemi enkazındaki delik akıldaki soru işaretlerine yenisini ekledi.Kurtulan kazazede ve ölenlerin yakınları bulunan bu yeni görüntülerin önceden bilindiğini ve neden resmi soruşturmaya dahil edilmediğini öğrenmek istiyorlar.
Hayatta kalan Carl Eric Reintamm belgeselde “Gerçeğin insanlara şimdiye kadar söylenenlerden farklı bir şey olduğuna inanıyorum” dedi.
Kazadan kurtulan bir mürettebat üyesi, BBC’ye o sırada bir yükleme bölmesi kapısının açık olduğunu ve gemi batmadan birkaç dakika önce suya girdiğini söyledi.
Geçen yıl, 1000’den fazla hayatta kalan ve kurban yakınları, gemiyi denize elverişli kabul eden Fransız firmasından ve Alman gemi yapımcısından 40.8 milyon Euro (36.6 milyon £; 45.8 milyon $) tazminat talep etti.Ancak talepleri yeterince kanıt olmadığı için Paris mahkemesi tarafından reddedilmişti.
Kaynak:Yerel haber ajansları
